Aşırı terleme hastalığı, vücutta ısı kontrolü için gerekli terlemenin normalden fazla olması durumudur. Bu duruma tıbbi olarak hiperhidroz denir. Oldukça rahatsız edici olan bu sorun, toplumun yaklaşık %2-3'ünü etkiler. Aşırı terleme hastalığı ellerde, ayaklarda, koltuk altlarında, yüz ve kafada görülebilir. El ve ayak terlemesi genellikle çocukluk döneminden itibaren başlarken, koltuk altı terlemesi daha çok ergenlik döneminde ortaya çıkar. Kişiler açısından mutsuzluk veren bir sorun olduğundan, mutlaka önlem alınması gerekir. Vücuttaki genel aşırı terleme, metabolik bozukluklar, kanser ve ateşli hastalıklardan kaynaklanabilir. Bu tür aşırı terlemelerde cerrahi tedavi uygulanamaz. Öncelikle altta yatan neden tespit edilerek, tedavi buna göre planlanmalıdır.

Aşırı terleme hastalığında el ve ayakta görülen terleme, ailede baskın olarak nesilden nesle geçebilir. Bazı ırklarda daha fazla görülür. Özellikle Japonlarda, diğer ırklarla kıyaslandığında el ve ayak terlemesinin 20 kat daha fazla olduğu bilinmektedir. Ancak bu durum cinsiyetten bağımsızdır; kadın ve erkekler aynı derecede aşırı terlemeden etkilenir. Araştırmalarda, aşırı terlemenin başlama dönemi olarak %62 oranında bir belirsizlik bulunmakta, %33 oranında ergenlikle başladığı, %5 oranında ise yetişkinlikte etkili olduğu belirlenmiştir. Kronik alkolizm etkisinde olan kişilerde de yaygın olarak aşırı terleme olabilir. Özellikle el ve ayaklarda bu durum etkili olur.

Aşırı terleme hastalığı olan kişilerde aşırı sempatik aktivite, eller ve kalbe uzanan sempatik sinirlerin ortaklığı sonucunda kalp fonksiyonlarını etkileyebilir. Bu, kalpte çarpıntı ve kalp hızının artması gibi etkilerle kendini gösterebilir. Vücutta sadece bir tarafta asimetrik terleme denilen bir sorun yaşanırsa, bunun kaynağı nörolojik hastalıklar olabilir. Aynı zamanda glomus tümörü, gustatuvar uyarı, beyin iltihabı, diyabet kaynaklı sinir hastalığı, çevresel sinir hastalığı, cilt değişiklikleri ve hormonal rahatsızlıklar da tek taraflı aşırı terleme sorununa yol açabilir. Ancak bu sorun daha nadir görülür.

Aşırı terleme tanısı koyabilmek için bazı kriterler dikkate alınır. Bu kriterlerin en az dört tanesi bir arada olmalıdır:

Bu kriterlerin yanında, aşırı terleme sorunu olanlarda yapılan iyotlu nişasta testi sonucunda aşırı terleyen bölgelerde siyaha boyanma etkisi olur.

Bu hastalığın tedavisinde terleyen bölgelerde çeşitli yöntemler uygulanır. Klipsli ETS ameliyatı, el terlemesinde oldukça başarılı sonuçlar veren minimal invaziv kapalı yöntemdir. Bu yöntem, ayak terlemesi için uygulandığında başarı oranı %50 seviyelerindedir. Ayrıca sadece ayaklardaki aşırı terlemede bu ameliyat yapılmaz. Bir kısım hastada ameliyat açık cerrahiyle uygulanır. Operasyonda T2-3 sempatik sinirler titanyum klipslerle tutturulur. Bu sayede kimyasal sempatik deşarj yolu kapatılır. Klipsli ETS ameliyatından sonra dengeleyici terleme oluşabilir. Ancak bu durum hastanın yaşam kalitesinin yükselmesine engel olmaz.

T4 sempatik zinciri klipsleme, el terlemesi olan hastalarda dengeleyici terlemeyi azaltabilir. Ancak bu tedavi aşırı terleme hastalığında yaygın olarak kullanılmaz. Genellikle intradermal botoks enjeksiyonu tedavide daha etkin sonuçlar alınmasını sağlar.